26 Ağustos 2009 Çarşamba

vol. 3

basit bir insanım ben. kıyafetlerim çok basit mesela. öyle herhangi bir kıyafet hepsi. hiçbir özellikleri ya da alıcılıkları yok. renkleri de canlı değil. pastel şeyleri seviyorum. onlar da basit duruyor hep. saçlarım gayet basit.

kokteyl içki sevmem. benim için fazla karışık çoğu. sek içki severim. hazırlaması da basit hem.

yazılar falan yazıyorum, şarkılar bazen. hepsi basit şeyler. insanların bloglarında bir sürü resim var. değişik aksiyonlara falan girmişler. görsel bir zenginlik var. benimkinde bir bok yok. sadece harfler. basit yine bak.

ben basit şeylerin güzelliğine inanan basit insanlardanım. sayımız galiba epeyce azalıyor. tabii her şey bu kadar basit değil.

basitlik bile...

16 Ağustos 2009 Pazar

sessizliğe siktir çek garson

bazen sırf kendi sessizliğimi bozmak için dakikalarca tasarladığım sözcükleri söylemeyi unutuyorum. hatta bazen sözcüklerin kendisini de unutuyorum. çoğu zaman önemsiz şeyler oluyorlar evet; ama önemsiz de olsalar benimler. en azından kısa bir süreliğine.

bu şehir pek iyi bir şeye vesile olamadı. en azından ben bunun farkına varamadım. muhtemelen bir hazinenin üzerinde yürürken sessizliğimi bozmayı düşündüm. o rahatsız olmasın diye. ama bir dakika ben hiç rahatsız olmamıştım sessizliğimden. devam ettik. yanağını sıkmamdan hoşlanmadı. belki vedalaşırken öpmemden de hoşlanmadı. bir şey söyleyecek gibi oldu. siktir etti. siktir edilmiş sözlerin yoğunluğu birazcık daha arttı. ulan ne çoklardı...

haa bu arada:

''garson! masayı da manzarayı da siktir et
becerebiliyorsan beni değiştir...''