12 Eylül 2010 Pazar

maradona

ses. deneme. şşşş. soundçek. ses. çiş...

ve uzun zaman sonra tekrar kalplerin senkronize olamamasıyla karşı karşıyayız. bu lafı çok ergen bulan bir arkadaşım var ama ben bunu icat ettiğim için kendimle sürekli gurur duyuyorum. kadınların kıçına başına bakmak için izlediğim bir dans gösterisinde hatırladım bunu. sürekli dans etmek isteyen bir arkadaşım var. hoş memleketi danimarka'ya döndü ama sanki hala bir yerden çıkıp ''ay vanna deeeens,'' diyecek gibime geliyor.

kalpler heyecanla sahneye çıktı. ilk birkaç figürde hiç sorun yoktu. kimse bilmiyor ama ben çok sikimsonik bir filmde figüranlık yaptım. ama önemli bir sahne yani. arkaplanda görünüyorum direkt. ne olur ne olmaz bir gün şu müzik işinden az çok ismim duyulur diye söyleyemiyorum. kalpler bu işi pek kıvıramadı. birden götleri başları ayrı oynamaya başladı. yalnızlık bir süre susmaktır.

bir sabah uyanacaksın ve... evet bu olacak. bir sabah uyanacaksın ve hiçbir şey değişmemiş olacak. önceki akşam çok içmiş olacaksın. muhtemelen mutsuzluktan... o sırada ben son içkileri hazırlıyordum. içkiler bedava diye amı götü değıtmış orta yaşlı filozof hatun yanıma geldi. ''bu kadar genç biri bu kadar üzgün olmamalı,'' dedi. ''gençliğe ve güzelliğe sahipsin,'' dedi. ''sonum da dorian grey'inki gibi olacak zaten,'' dedim. ''bu ne karamsarlık abi biraz umutlu ol,'' dedi. ''umut hayatta kalmak için günde 12-13 saat çalışmak zorunda olmayanların sahip olabileceği bir şeydir,'' dedim. işsizim kaç haftadır. iş olaydı iyiydi. yalnızlık bir süre sustuktan sonra duvarlara bir şeyler anlatmaktır.

evet bir sabah uyanacaksın ve en ufak bir ayrıntı değişmemiş olacak hayatında. en fazla birkaç tel saçın dökülmüş olacak yastığına. ya siktir et kılda keramet olsa götte çıkmaz. ne yazık ki bu işin sonunda birinin kırılacağını söylemeyi unuttum onlara. kafası yarılan yanıma geldi. ''nasılım?'' dedi. ''ölmeyecek kadar yaralı,'' dedim. az önce kalpler kafa kafaya çarpıştı.

sonların acıtmadığı yeri bulamayacağımı anlayınca hayalini çok uzak bir yere koydum. o sıra kendime hiçbir şey diyesim gelmedi. yani anlayacağım bu kalpler çoktan geçilmesi tehlikeli ve yasak olan sarı çizgiyi geçmişti. amı götü dağıtmış kadın bana baktı. dediğimi anlamaya çalışıyordu muhtemelen. fazla sarhoştu. ''iyi geceler. ellerine sağlık,'' dedi ve gitti. maradona sanatın ulaştığı en üst noktalardan biri. kadının arkasından kalçasına baktım evet. çok da başarılı bir çalışmaydı. ele avuca gelecek biraz ki anlamı olsun. kendime bir şey diyemeyince susmak istedim. yalnızlık bir süre susup ardından duvarlara bir şeyler anlattıktan sonra duvarların cevap vermesini beklemektir.

en kötüsü kızamamak. bir zamanlar bir kadın vardı ve artık olmamasına rağmen ona kızamıyorum. maradona futbolcu olmasaydı kesinlikle devrimci bir örgütün siyasi kanadında yer alırdı. hayatımda orta şiddette bir deprem yaratmasına rağmen kızamıyorum. utanarak da olsa ara sıra özlediğimi anlıyorum. o an kabul edesim gelmiyor ve gömleğimi parçalayarak nefesim tükenene kadar koşmak istiyorum. nereye olduğu mühim değil. koşmak ve bir yerde bayılmak istiyorum. kendime geldiğimde nereye gideceğimi uzun süre bilememek istiyorum. sürüyü ve içgüdülerini kaybeden bir kuş gibi...

kadın tam da sigaramı yaktıktan sonra. ''neden bu kadar kızgınsın ve acısını neden benden çıkarıyorsun?'' dedi. ''unuttun mu ben dorian grey'im. de sade'dan fazlaca etkilenmiş bir kahramanım ben,'' dedim. döndü kıçını. bir süre dizlerini salladı. sonra da uykuya daldı.kıçıma başıma bir şeyler giyip çıktım oradan. sonların acıtmadığı yere doğru koştum. yalnızlık duvarların cevap veremeyeceğini kabullenemeyip onlara küsmektir.

biraz uzatıyor muyum yoksa? elimde çok güzel filmlerim var. amatör, bigi titis, vintage, milföy... milföy ne lan?

yani demem o ki dediğim her şey çok anlamsız. muhtemelen onları bu güzel kılıyor. hadi lan gülümsüyor bir de anlamsız olur mu hiç? andy warhol yaşasaydı ve beni tanısaydı ne hissederdi acaba?

yalnızlık hiç olmayacak saatlerde uykudan sırılsıklam uyanıp kafasında hiçbir şey kurgulamadan bir şeyler yazmaktır. yalnızlık durumdan şikayetçi olmamaktır.

yalnızlık maradona'nın çalımlayacak adam bırakmadığı an hissettiğidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder