13 Eylül 2013 Cuma

usul usul

cümlelerinin altında kin var, buna dayanmak mümkün değil. gideceksin sanırım, ama hiç sırası değil.

elinle kaybetmiş gibi telaşsız ararsın kendini bilirim. sanki hiç bulmak istemiyormuş gibi ararsın kendini. zaman hiç geçmez ama yavaş yavaş eskir ve eksilir sana ait her şey, kalbinde hiç geçmemiş sancılar yorgunluğu. yine de bir bahanen vardır hep gitmeye. çiçeklerle gelmiştim, demek gidiyorsun yine. yazık, solacaklar şimdi sensizliğe. soracağım sanırım hep kendime, "böyle sakin bir kalp nasıl böyle kalın duvarlar inşa edebildi" diye. arayacağım elbet, yılmayacağım öyle ilk darbede.

gideceğim elbet muhakkak sensiz değil. eskiyor bacaklarım, varisler kapladı her yanını, canım yanıyor. usulca düşüyor gardı gecenin, beni içine alıyor. usulca söyleniyor bazı şarkılar, kimse bilmiyor. usulca yazılıyor bazı şarkılar, kimse duymuyor. usulca ölüyor çoğu insan, kimse görmüyor.

usulca konuşuyorum aynayla: "kendini hafife alma, yalnızlığın böylesi herkese nasip olmaz."

kırılıyor yansıman.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder