25 Ocak 2012 Çarşamba

boşluklar

yatağının herhangi bir tarafında biri tarafından doldurulmasını beklediğin bir boşluk olmayabilir. bu mesela doldurulması gereken bir boşluk olmadığı anlamına gelmez. ben buna yakın zamanlı olarak yatağıma gidici gözüyle bakabilirim. tırnaklarımın arasına asırların çürümüşlüğünden yapılma bir yaşam parçası girmiş olabilir. buna uzak zamanlı olarak boşluklar üzerine kafa yorabilirim mesela. bir boşluğun dolması birilerine bağlı değilse o boşluğu doldurmak çok daha zor oluyor. çünkü insan ne sikimi yaparsa yapsın kendi kendinin celladı olmaktan öteye gidemiyor. ve eğer celladın kendinse ölümün birden fazla olur. bu ince ayar, kendini diriltme yeteneğine en ahlaksız taraflarından ilişmiş bir kere. şarabın yalnızlığa ilişmesi gibi...

e tabii o da çok güzel bir kardeşimizdi ama kendini tensel duygulara fazla kaptırdı.

bir elbiseyi fermuarının olduğu yerden parçalamaya benzetiyorum. benzetilen olmayınca teşbihte hata oluyor. ama siktir et şimdi ne önemi var ki! ben sadece herhangi bir hissi güzel, sade ama şık, göğüsünün olduğu yerde seks davetiyesi şeklinde bir dekoltesi olan vişne çürüğü bir elbiseye benzetiyorum. bu benzetmede bir boşluk olabilir de olmayabilir de. adını koyamadığın hissin varlığını nasıl açıklardın? saçmalama! aşkı açıklamaya çalışmanı istemiyorum yeşilçam edasıyla. ben sadece adından emin olmadığın bir hissi nasıl açıklardın, onu merak ediyorum. mesela sınavda soru diye sorulsa. bence bütün okullarda insanlara hislerinden bahsetme dersi verilmeli. sevgileri yarınlara bırakmazsak yarınımızda bir sürü boşluk olmaz hem belki."keşke"nin oluru yok "belki"nin bir ihtimali var.

evet aslında o kadının çok hüzünlü gözleri vardı ve bu hayatın en az hüzün yükü olan şeydi. keşke...

olmaz ama, ne demiştik: keşke"nin oluru yok belki"nin bir ihtimali var.