4 Mart 2012 Pazar

ah ki

ah ki kalbinde bir sıkışmışlığın izleri var. içimde bir sıkıntı var diyorum yahu! cümleler kaldırmıyor zarf tümleçlerini. şarkılar istemiyor daha fazla söz, söylenecek çoğu şey zaten söylenemedi. tam da bu yüzden söyleyecek hiçbir şey kalmadı. ah ki göğsünde dolaşan dudaklarım ve ağza alınmayacak yerlerini ıslatan sarhoşluğum. yanlarım ağrıyor biraz, pek mühim değil. "sus ulan artık" diyorum kendime. sonra anlıyorum ki bir sussam bütün oyuncaklar kırılacak. oyun ki bir türlü bir çocukluğu içine almayan.

bir isim takacak olsam kesinlikle "güneş" derdim. güneş ki bir gezegeni ısıtan ama bir kalbe dokunamayan. katli vaciptir o vakitten sonra laf olsun diye sevişenin. gördüğünüz yerde hissizliğinizi sunabilirsiniz kendisine. his ki olmuyor, anlatılmıyor, bir dili yok sevginin, anayasa kitaplarında yazmıyor. sadece hayatta kalıyorsun işte; sadece hayatta kalarak yaşanmıyor.

ten ki şu kimden peydahlandığı belli olmayan lanet temmuz akşamı tutmasa kolumdan kaybolurum içinde. ah muhsin ünlü kadar şanslı olsam düzenli olarak telefon edebilirdim sesine. zaman mefhumum kayboldu azizim, vehametine doyum olmuyor küfürlerimin öyle böyle değil.

son ki yetmez başlatmaya başka bir şeyi.