21 Nisan 2010 Çarşamba

anılar hiç uslu olmadılar

küçükken de tuhaf olduğumu düşünürdü çevremdeki insanlar. mesela 8 yaşındayken ''büyüyünce'' ne olmak istediğimi sorduklarında ''ben yazar olucam,'' derdim. yaşıtlarım genelde doktor, itfaiyeci, öğretmen falan olmak isterdi. ben gerçekten yazar olmak istiyordum ve insanlar bunu tuhaf buluyorlardı.

o zamanlar binamızda bir yazar vardı. ben sınıftakilerden önce sökmüştüm okuyup yazmayı. bir gün bir şiir yazdım ve o adamın kapısını çaldım. ''ben yazar olmak istiyorum. bakın bir şiir yazdım,'' dedim. beni içeri buyur etti. masaya geçtik. şişe dibi gibi camları olan gözlüklerini taktı. şiirimi okudu. sonra da eleştirilerde bulundu. galiba bugüne kadar beni en çok ciddiye alan insan o yazardı. 3 ay boyunca haftada 2 kere yanına gidip yazdığım şeyleri gösteriyordum. hepsinde de beni ciddiye alıp eleştirilerde bulunuyordu. galiba ikimiz de çok yalnızdık. o yaşlanmıştı bense çocuktum. karşılıklı ciddiye alınmak bize huzur veriyordu. 3 ay sonra o güzel adam öldü. o ilk şiir şimdi nerede bilmiyorum. bir mısra kaldı aklımda ''köyün toprakları yağmur kokuyordu.'' şimdi o güzel adam nerede onu da bilmiyorum. ama cennet diye bir yer varsa eminim ki oradadır.

ben zamanla yazar olamadım. belki de daha yeteri kadar büyümedim. belki de sadece o yetiye sahip değilim. ne zaman ciddiye alınmasam o güzel anılar gelir aklıma.

lisedeyken müzisyen olmaya karar verdim. müzik derslerinde insanlar sohbet ederken ben kenarda gitar çalmayı öğrenmeye çalışıyordum. kimse beni ciddiye almadı. lise bitti. ben üniversiteyi pek sevmedim. hala müzisyen olmak istiyorum. hala kimse beni ciddiye almıyor. mesela bir dostla bir konser dvd'si izliyoruz. ''bir gün insanlar benim içinde olduğum bir şeyi izlemek için böyle zaman ayıracaklar,'' diyorum. yüzüme karşı bir şey söylemeseler de içlerinden ''ha siktir git,'' dediklerini duyuyorum. anlatmak istediğim çok şey var ama galiba yeterince cesur değilim. ha bir de hiç ciddiye alınmıyorum. bu beni zaman zaman üzse de alıştım artık. belki ben müzisyen de olamayacağım. ama birisi beni ciddiye alsa kendimden bu kadar sıkılmazdım herhalde.

artık o binada oturmuyoruz. artık çocuk değilim. işler biraz sıkıntılı.

hiçbir zaman uslu çocuk olamadığım için anılar hiçbir zaman uslu olmadılar. hiçbir zaman uslu çocuk olamazsam yerimi uysal birine bırakabilirim. ondan sonra da...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder