1 Ocak 2011 Cumartesi

baston

haydi ama. birkaç adım daha. yapabilirsin!

yorulduğunu biliyorum. sürekli bütün bunların ne zaman biteceğini soruyorsun varlığına hiç inanamadığın tanrılara. aslında bir inansan her şey kolaylayacak kendini. yanlışlıkları tanrının hikmetine havale edeceksin. belki bir mektup. iadeli taahhütlü...

susmak garip şey biliyorsun. zamanla alışkanlık haline geliyor. bir bakıyorsun bir sessizlik çemberi olmuşsun başlı başlına, adını kimsenin hatırlamadığı şehirlerde. bütün bunların sona ereceğine ben de inanıyorum bütün dil bilgisinden yoksun düşüncelerimle. ancak sayın tanrı koskoca cemal abi'yi siklememiş; beni mi bir düşüncesine yerleştirecek?

muhtemelen bir son daha var bir yerde. içbükey yalnızlıklar bu kadarını hakediyor olmalı. kırılgan bir sessizlik atağını bütün vahşetiyle parçalarken kadife sensizlik; muhtemelen birkaç şarkı yazılmıştır kırılganlığının heybetiyle sustursun diye tüm sesleri.

hatırlarsın sen de; tam o sırada ben cebimden kanyağımı çıkardım. götümüz donmaktan birazcık da olsa kurtulsun diye. bir öpüşle sonlanmadıktan sonra üşümenin de bir anlamı yok. sahi kış mevsimi insanlar daha sık sevişsin diye mi var? bu yüzden mi bu kadar çok seviyorum kışı?

birkaç adım daha atarsan kim olduğunu unutabilir misin?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder